Vegan yaşam şekline duyulan ilginin artması ile birlikte, bir ürünün herhangi bir hayvansal ürün içerip içermediğini kanıtlama ihtiyacı, artık her zamankinden daha önemli hale gelmiştir. İngiltere’de yapılan bir araştırmanın sonuçlarına göre vegan sayısı, 2014 ile 2019 arasında dört kat artmıştır.
Vegan yemek siparişleri bu dönemde yüzde 400 oranında artarak ülkede en hızlı büyüyen paket servisi olan restoran seçimi haline gelmiştir. Bütün bunlar, veganlığın geçici bir hevesten daha fazlası olduğunu ve kalıcı olduğunu göstermektedir.
Aslında veganlık diyetle ilişkilendirilse de, bu tam bir yaşam şekli seçimi olmaktadır. Veganlar balık, kabuklu deniz ürünleri ve böcekler dahil et yememektedir. Ancak bunun yanında süt ürünleri kullanmamakta, yumurta ve bal gibi hayvansal gıdalardan kaçınmaktadır. Hatta hayvansal kaynaklı ürünlerden, hayvanlar üzerinde test edilen ürünlerden ve hayvanları eğlence için kullanan yerlerden kaçınmaktır. Buna karşılık vejetaryenler, sadece balık, kabuklu deniz ürünleri ve böcekler dahil et ürünleri tüketmemektedir. Yani veganlar kadar katı davranmamaktadır. Veganlar ile vejetaryenler arasındaki en büyük fark budur.
Veganlar genelde deriden üretilmiş giyecekleri, yün, ipek ve tüyden yapılan ürünleri kullanmazken, vejetaryenler bu kadar ileri gitmemektedir. Vejetaryenler et, balık veya kümes hayvanlarını yememekte, ancak peynir, yumurta, yoğurt veya süt tüketmektedir.
Vejetaryen olmak için birçok neden vardır ve bu yüzden kendi içinde çok farklı davranış şekilleri bulunmaktadır. Bir kısmı sırf sağlık sebeplerinden dolayı et yemeyi bırakmaktadır. Bir kısmı süt ürünleri tüketmekte, ancak potansiyel bir yaşama son verme ihtimalinden dolayı yumurta yememektedir. Bir kısmı süt ürünleri tüketmemekte ancak yumurta yemektedir. Esasen hangi tür vejetaryen olunacağına bireysel inanışlar ve sağlık gibi faktörler yön vermektedir.
Veganlar ve vejetaryenler, otlakların hayvancılık yerine toprak mahsülleri üretmek için kullanılması durumunda dünyadaki açlığın azalacağına inanmaktadır.
Yapılan araştırmalara göre insanlar genelde sağlıklarını korumak için vegan veya vejetaryen olmaktadır. Vejetaryen diyetin et içeren bir diyetten çok daha sağlıklı olduğu belirlenmiştir. Günlük yaşamda et tüketiminin azaltılması, birçok kronik hastalığa ve bazı kanser türlerine yakalanma riskini düşürmektedir.
Vejetaryen sertifikasyonu, vegan ve vejetaryen gıda üreten firmalar için geliştirilmiş özel bir sertifika programıdır. Bu sertifika programı, son tüketiciye şu konularda güven sağlamayı amaçlamaktadır:
Son yıllarda, et içermeyen gıda satışlarının ve vejetaryen pazarının gittikçe büyümesi paralelinde, gıda ambalajları üzerinde vegan ve vejetaryen sembolleri
çoğalmaya başlamıştır. Çeşitli kar amacı gütmeyen vegan ve vejetaryen kuruluşları bu simgeleri, paketlenmiş gıda ürünlerinde ve restoranlarda sergilenmek üzere tanıtmaktadır. Bu kuruluşlar yanı sıra bazı büyük firmalar da kendi ürünleri için vegan ve vejetaryen simgeleri geliştirmektedir.
Kar amacı gütmeyen çeşitli kuruluşlar, insanları, veganlığın veya vejetaryenliğin hayvan hakları, refahı, çevrecilik, insan hakları ve insan sağlığı ile nasıl bağlantılı olduğu konusunda bilinçlendirmektedir. Ayrıca logoları, vegan ve vejetaryen paketlenmiş gıdalar için genişleyen pazarlardan yararlanmak için kullanılmaktadır. Bütün bu kar amacı gütmeyen kuruluşlar, kendilerini üçüncü taraf sertifikalandırıcılar olarak görmeleri bakımından birbirine çok benzemektedir.
Bu kuruluşların, akredite olmak isteyen kuruluşlar ile ekonomik bağları yoktur ve akredite olmak isteyen kuruluşların kullandığı ölçütleri değil, onları akredite etmek için kendi ölçütlerini kullanmaktadır. Çünkü kendilerini bağımsız onaylayıcı olarak görmektedir. Bugün birkaç büyük özel firma, artık gıda ürünlerinde kendi vegan ve vejetaryen simgelerini kullanmaktadır.
Avrupa Vejetaryen Birliği (EVU), 1985 yılında Avrupa vejetaryen etiketini kabul etmiştir ve biçok ülkede kullanılmak üzere lisanslanmıştır. Ulusal vejetaryen gruplar bu etiketi kendi ülkelerinde yönetmektedir. Şu anda, Avrupa Vejetaryen Birliği etiketi genelde gıda ürünlerinde ve Avrupa’daki restoranlarda kullanılmaktadır, ancak bu etiket vejetaryen bir etikettir, vegan etiketi değildir. Bu nedenle yumurta ve süt ürünleri içeren gıdalar bu etiketi taşımaktadır. Ancak bu etiketi taşımasına izin verilen yumurta veya yumurta ürünleri, kafesli tavuklardan olmamalıdır. Süt ürünleri için tek şart, hayvansal enzimler içermemesidir. EVU etiketini taşıyan gıda ürünleri, jelatin gibi hayvansal yan ürünler içermemelidir. EVU logosu, tüm simgeler arasında en kapsamlı olanıdır.
Vejetaryen ürünlerin doğru etiketi taşıması ve tüketicilerin bu ürünleri güvenle kullanmaları, bir takım testlerden geçirilmesi ve akredite bir kuruluş tarafından belgelendirlmesi gerekmektedir. EUROLAB vejetaryen sertifikasyonu hizmetleri sunan ve gerekli testleri gerçekleştiren akredite bir laboratuvardır.
EUROLAB’a sertifikasyon için başvuran firmalar, diğer vegan veya vejetaryen gıda simgelerinin gerektirdiği uygulamalara benzer şekilde, gıda ürünlerinin içeriğini belirtmek ve katkı maddelerinin bir listesini oluşturmak zorundadır. Bu listeler, belli malzemeleri miktarlara göre azalan sırada hazırlanmalıdır. Firmalar ayrıca kullanılan katkı maddelerinin hayvan kökenli olup olmadıklarını tek tek belirtmelidir. Ayrıca her bir gıda ürününü, vegan ve farklı vejetaryen grupları olarak beyan etmelidir.
EUROLAB, vejetaryen sertifikası alan firmalar, onaylanmış gıda ürünlerinde içerik değişiklikleri yaptıkları takdirde, EUROLAB’a bilgi vermek zorundadır.
Aslında gıda üreten firmalar Uluslararası Standartlar Örgütü (ISO) tarafından yayınlanan standartlara uygun şekilde sertifikalandırılmakta veya gıda kontaminasyonu da dahil olmak üzere gıda güvenliği konularını ele alan Tehlike Analizi ve Kritik Kontrol Noktası (HACCP) yönergelerini takip etmektedir.
EUROLAB vejetaryen sertifikasyonu, bu konuda vegan ve vejetaryenlerin dikkatini çekme bakımından önemli olmaktadır.
Randevu almak, daha detaylı bilgi edinmek yada değerlendirme talep etmek için formumuzu doldurarak size ulaşmamızı isteyebilirsiniz.