Veganizm, ya da vegan yaşam şekli, mümkün ve uygulanabilir olduğu ölçüde, yiyecek, giyecek veya başka herhangi bir amaçla hayvanlara yönelik her türlü sömürü ve zulümden uzak durmaya çalışan bir felsefe ve yaşam şeklidir.
Bu görüşü benimseyen kişiler, hayvanların, insanların ve çevrenin yararına hayvanların kullanılmadığı alternatiflerin kullanılmasından yanadır. Diyet olarak bakıldığında da tamamen veya kısmen hayvanlardan elde edilen tüm ürünlerden vazgeçme uygulamasını ifade etmektedir.
Bugün vegan yaşam şeklini benimsemenin birçok yolu bulunmaktadır. Ama hepsinin ortak özelliği, balık, kabuklu deniz ürünleri ve böcekler dahil et yememek, süt ürünleri kullanmamak, yumurta ve bal gibi tüm hayvansal gıdalardan kaçınmaktır. Aynı zamanda hayvansal kaynaklı ürünlerden, hayvanlar üzerinde test edilen ürünlerden ve hayvanları eğlence için kullanan yerlerden kaçınmaktır.
1940’lı yılların sonlarına doğru ilk olarak hayvanların insanlar tarafından sömürülmesinden kurtulma düşüncesi ile başlatılan bu hareket, çok geçmeden hayvanların, insanlar tarafından bir ürün, iş, avlanma ya da eğelnce amaçlı kullanılmasına son verilmesi düşüncesine dönüşmüştür.
Aslında veganlar, hayvansal ürünler dışında çok zengin yiyecek ve tatlardan oluşan yepyeni bir dünya bulmaktadır. Vegan diyet zengin çeşitlilik göstermektedir ve her türlü meyva, sebze, kuruyemiş, tahıl, tohum ve bakliyat içermektedir ve bunlarla sonsuz kombinasyonlar yaplabilmektedir. Hamur işlerinden pizzaya kadar en sevilen şeyler, bitki bazlı malzemelerle yapılmışsa, vegan bir diyet için bu çok uygundur.
Elbette konu sadece diyetle ilgili değildir. Vegan yaşam şeklini uygulayan insanlar, hayvanları herhangi bir amaçla istismar etmekten kaçınmaktadır. Bugün giyeceklerden aksesuarlara, hatta banyo ve makyaj malzemelerine kadar, hayvan ürünleri ve hayvanlar üzerinde test edilen ürünler, her yerde bulunmaktadır. Tahminlere göre, vegan markasında kayıtlı 50 bin civarında alternatif ürün bulunmaktadır.
İlaçlar konusu biraz hassastır. Bugün neredeyse tüm ilaçlar, insan kullanımı için güvenli olduğunu kanıtlamak üzere hayvanlar üzerinde test edilmektedir. Ancak ilaçlardan kaçınmak, bu nedenle sağlığı kaybetmekten daha önemli değildir. Bu bakımdan mümkün olduğunda jelatin veya laktoz gibi hayvansal ürünler içermeyen ilaçlar talep edilebilir, ancak hepten vazgeçilemez. Günümüzde hayvanlar üzerinde test yapmayan çok sayıda kurum bulunmaktadır.
Vegan yaşam şekli (veganizm) giderek daha popüler hale gelmektedir. Son yıllarda mağazalarda çok sayıda vegan ürün ortaya çıkmaktadır. Veganlar genel olarak etik, sağlık ve çevre duyarlılığı gibi nedenlerden biri veya birkaçı için hayvansal ürünlerden kaçınmayı seçmektedir.
Etik veganlar, tüm hayvanların yaşam ve özgürlük hakkına sahip olduğuna inanmaktadır. Bu yüzden, bir hayvan hayatını sadece etini tüketmek, sütünü içmek veya derisini giymek için sona erdirmeye karşı çıkmaktadır. Üstelik bu ürünlerin alternatifleri olduğu savunulmaktadır.
Etik veganlar, modern tarım uygulamalarının bir sonucu olarak hayvanların dayanabileceği psikolojik ve fiziksel strese karşı çıkmaktadır. Örneğin, etik veganlar, hayvanların yaşadığı ve doğum ile kesim arasında belki de hiç çıkmadığı küçük ağıl ve kümesleri kınamaktadır. Kaz ciğeri için kazların zorla beslenmesi, daha fazla yumurta üretimi için canlı erkek civcivlerin öğütülmesi gibi tarımsal bazı faaliyetlere karşı çıkmaktadır.
Bazı insanlar potansiyel sağlık etkileri nedeniyle veganlığı seçmektedir. Örneğin, bitki bazlı diyetler, kalp hastalığı, diyabet, alzheimer, kanser ve erken ölüm riskini düşürmektedir. Bazı kişiler, modern hayvan tarımında kullanılan antibiyotikler ve hormonlarla bağlantılı yan etkilerden kaçınmak için veganlığı tercih etmektedir. Yapılan çalışmalar, vegan diyetlerinin daha düşük vücut ağırlığı ve vücut kitle indeksi verdiğini göstermektedir.
İnsanlar ayrıca hayvansal tarımın çevresel etkileri nedeniyle hayvansal ürünlerden kaçınmayı seçmektedir. Bir Birleşmiş Milletler raporunda, hayvansal ürünlerin daha fazla kaynak gerektirdiğini ve fabrika bazlı seçeneklerden daha yüksek sera gazı emisyonlarına neden olduğunu iddia edilmektedir. Örneğin, hayvansal tarım, küresel nitröz oksit emisyonlarının yüzde 65’ine, metan emisyonlarının yüzde 40’ına ve karbondioksit emisyonlarının yüzde 9’una katkıda bulunmaktadır. Bu bileşikler, iklim değişikliğine neden olan üç temel sera gazıdır. Diğer yandan hayvan tarımında çok fazla su kullanılmaktadır (aynı miktarda tahıl elde etmek için gerekenden 43 kat daha fazla).
Bütün bu açıklamalar gösteriyor ki, hayvancılık üretimi için çok sayıda analiz ihtiyacı yanı sıra, ürünlerin içeriğinde veganların tüketmekten kaçındığı malzemelerin bulunup bulunmadığının, varsa ne miktarda bulunduğunun bilinmesi için de kapsamlı testlerin yapılması gerekmektedir.
EUROLAB, güçlü bir teknolojik alt yapısı ve deneyimli ve eğitimli çalışan kadrosu ile veganların yanında olmaya çalışmaktadır. EUROLAB laboratuvarlarında, veganlar ve vejeteryanlar için uygun olarak etiketlenmiş hazır yemeklerin ve ürünlerin, üretim süreci sırasında paylaşılan üretim hatlarından veya tedarik zincirindeki kontamine bir üründen kaynaklanan eser miktarda et içerip içermediği tespit edilmektedir.
EUROLAB laboratuvarlarında, et ve balık türleri, alerjenler, et ürünlerinde tağşiş, bal ve daha birçok parametre, hızlı, güvenli ve kaliteli şekilde test edilmekte ve bu gıda ürünlerinin gerçekliği ve izlenebilirliği değerlendirilmektedir. Bu test ve analizlerde, ELISA, gerçek zamanlı PCR, yeni nesil sekans (NGS) ve protein veya DNA bazlı teknikler kullanılmaktadır. Bu testler, ürünlerde et veya balık türlerinin varlığı veya yokluğu konusunda kesin sonuçlar vermektedir.
Randevu almak, daha detaylı bilgi edinmek yada değerlendirme talep etmek için formumuzu doldurarak size ulaşmamızı isteyebilirsiniz.